Tüm zamanlar UTC + 3 saat




Yeni konu gönder Konuya cevap yaz  [ 1 ileti ] 
  Yazıcı görüntüsü

yolumuz korku deyil sevgi yoludur.
Yazar Mesaj
UNREAD_POSTTarih: 20 Arl 2013 16:59 
Çevrimdışı

Kayıt: 20 Arl 2013 14:20
İleti: 3
Yolumuz Korku Değil, Sevgi Yoludur
İn¬san¬lar¬la ya¬kın¬lık ku¬rup dert¬le¬ri¬ne or¬tak ol¬ma¬nın, kalp¬ler¬de¬ki so¬ğuk¬lu¬ğu ve düş¬man¬lı¬ğı yok et¬ti¬ği¬ni bil¬me¬ye¬ni¬miz var mı? Yi¬ne bi¬li¬yo¬ruz ki, yü¬ce di¬ni¬mi¬zin is¬te¬di¬ği kar¬deş¬lik, an¬cak kalp¬le¬rin bir¬bi¬ri¬ne ısın¬ma¬sı ve mu¬hab¬bet¬le müm¬kün¬dür.
İn¬san¬la¬rın bir¬bi¬ri¬ne duy¬du¬ğu sev¬gi ve sa¬mi¬mi¬yet, bir ta¬raf¬tan on¬la¬rı gü¬zel¬leş¬ti¬rip ol¬gun¬laş¬tı¬rır¬ken, bir ta¬raf¬tan da top¬lum¬da ni¬ce gü¬zel ge¬liş¬me¬le¬rin anah¬ta¬rı olur. İn¬sa¬nî bağ¬lar pe¬ki¬şir, top¬lu¬mun çe¬şit¬li ke¬sim¬le¬ri ara¬sın¬da di¬ya¬log ka¬pı¬la¬rı açı¬lır. Sev¬gi ve sa¬mi¬mi¬yet öy¬le¬si¬ne güç¬lü bir ba¬rış ve hu¬zur kay¬na¬ğı¬dır ki, ya¬yıl¬dı¬ğı top¬lum¬lar¬da ço¬ğu sı¬kın¬tı¬lar ken¬di¬li¬ğin¬den yok olur.
Sev¬gi¬yi bu ka¬dar si¬hir¬li ya¬pan şey, onun kal¬be “in¬şi¬rah” de¬ni¬len fe¬rah¬lık ve iç hu¬zu¬ru¬nu ge¬tir¬me¬si¬dir. İn¬şi¬rah¬tan yok¬sun bir kal¬bin, sa¬hi¬bi¬ni iyi¬ye, gü¬ze¬le yö¬nel¬te¬bi¬le¬ce¬ği¬ni söy¬le¬ye¬bi¬lir mi¬yiz? Sert¬li¬ğiy¬le, öf¬ke¬siy¬le top¬lum¬da çı¬ban gi¬bi du¬ran in¬san¬la¬rın, as¬lın¬da in¬şi¬ra¬hı¬nı, iç hu¬zu¬ru¬nu yi¬tir¬miş ki¬şi¬ler ol¬du¬ğu¬nu gör¬mek hiç zor de¬ğil.
İn¬san¬la¬rın bir¬bir¬le¬rin¬den sev¬gi¬si¬ni ve say¬gı¬sı¬nı esir¬ge¬di¬ği top¬lum¬lar¬da, in¬sa¬nî me¬zi¬yet¬ler ara¬mak bo¬şu¬na¬dır. Çün¬kü kar¬deş¬lik, yar¬dım¬laş¬ma, baş¬ka¬sı¬nı ken¬di¬ne ter¬cih et¬me gi¬bi er¬dem¬le¬rin mâ¬ne¬vî mi¬ma¬rı ve anah¬ta¬rı sev¬gi¬dir. O öy¬le bir anah¬tar¬dır ki, ni¬ce iyi¬lik ve gü¬zel¬lik¬le¬rin ka¬pı¬sı¬nı ko¬lay¬ca açar.
Di¬ğer ta¬raf¬tan sert¬lik, şid¬det ve kor¬ku¬nun hâ¬kim ol¬du¬ğu top¬lum¬lar bü¬yük hu¬zur¬suz¬luk ve çal¬kan¬tı¬la¬ra ge¬be¬dir. Na¬sıl bi¬rey¬le¬ri¬nin bir¬bi¬rin¬den kork¬tu¬ğu ve te¬dir¬gin ol¬du¬ğu bir ai¬le uzun ömür¬lü ola¬maz¬sa, ay¬nı ha¬li ya¬şa¬yan dev¬let¬ler ve mil¬let¬ler de ka¬lı¬cı ola¬maz¬lar. Ta¬rih in¬ce¬len¬di¬ğin¬de, me¬de¬ni¬yet ve kül¬tür¬ler için de du¬ru¬mun fark¬lı ol¬ma¬dı¬ğı gö¬rü¬lür.
Ger¬çek¬ten de in¬san¬lar ara¬sın¬da sert¬lik ve öf¬ke, şid¬det¬li mü¬na¬ka¬şa¬la¬rın ve ço¬ğu za¬man da kav¬ga¬la¬rın ze¬mi¬ni¬dir. Böy¬le bir or¬tam¬da ha¬yır¬lı bir so¬nuç el¬de edil¬di¬ği ise gö¬rül¬me¬miş¬tir. O hal¬de in¬san¬la¬ra sev¬giy¬le, şef¬kat¬le yak¬laş¬ma¬lı, kor¬ku¬tan ve ür¬kü¬ten tu¬tum ve dav¬ra¬nış¬lar¬dan bü¬yük bir ti¬tiz¬lik¬le sa¬kın¬ma¬lı¬dır.
İn¬san¬lar ara¬sı iliş¬ki¬ler¬de¬ki bu ku¬ral¬lar, yü¬ce di¬ni¬mi¬zi söz¬le ve ör¬nek¬le¬ye¬rek an¬lat¬ma ça¬ba¬sı için de ge¬çer¬li¬dir. Ön¬ce yü¬ce rab¬bi¬mi¬zin şef¬kat ve mer¬ha¬me¬ti¬ni an¬lat¬mak, cen¬net¬le müj¬de¬le¬mek ve di¬ni¬mi¬zin ne¬zih ku¬ral¬la¬rı¬nı mü¬mi¬ne ya¬ra¬şır bir mu¬hab¬bet¬le ta¬nıt¬mak ve sev¬dir¬mek esas¬tır.
Unut¬ma¬ya¬lım ki, ya¬ra¬ta¬nı¬nı se¬ven ve cen¬ne¬ti¬ne umut bağ¬la¬yan her ki¬şi Al¬lah’tan kor¬kar ve ce¬hen¬ne¬me gir¬me en¬di¬şe¬si¬ni de ta¬şır. Bu du¬rum, din-i mü¬bi¬ni¬mi¬zin öv¬dü¬ğü kor¬ku ile ümit ara¬sın¬da bu¬lun¬mak fi¬il¬li¬dir. Bu ha¬li ya¬şa¬yan her müs¬lü¬man, hem cen¬net¬te ebe¬dî sa¬ade¬te ka¬vuş¬mak için ümit¬li¬dir ve bu ümi¬di as¬la yi¬tir¬mez; hem de ce¬hen¬nem¬de, kor¬ka¬rak Al¬lah’ın emir ve ya¬sak¬la¬rı¬nı uy¬gu¬la¬mak¬ta ge¬rek¬li ti¬tiz¬li¬ği gös¬te¬rir.
Bu öy¬le bir sır¬dır ki, yü¬ce Al¬lah’ı sev¬mek ile O’ndan kork¬mak bir¬bi¬ri¬ne zıt hal¬ler gi¬bi gö¬zük¬se de, Al¬lah’ı se¬ven ay¬nı za¬man¬da O’n¬dan kor¬kar. Ce¬nâb-ı Hak’tan kor¬kan kim¬se¬ler¬ de şüp¬he¬siz O’nu se¬ver. De¬mek ki ba¬zı hal¬ler¬de sev¬gi ve kor¬ku bir¬bi¬ri¬ni ta¬mam¬la¬yan iki un¬sur ola¬bil¬mek¬te¬dir. Bu se¬bep¬le mü¬mi¬nin kor¬ku¬la¬rı da sev¬gi¬ye da¬ya¬lı¬dır.
Bu nok¬ta¬dan ha¬re¬ket¬le, in¬san¬la¬rı İs¬lâm’la ta¬nış¬tır¬ma¬da esas olan kor¬kut¬mak de¬ğil, müj¬de¬le¬mek ve sev¬dir¬mek¬tir. Ta¬rih bo¬yun¬ca Al¬lah dost¬la¬rı, bu pey¬gam¬be¬rî esa¬sa gö¬re ha¬re¬ket et¬tik¬le¬ri için ge¬niş kit¬le¬le¬rin iman¬la bu¬luş¬ma¬sı¬nı sağ¬la¬dı¬lar. Ni¬ce bü¬yük yı¬kım¬la¬rın ar¬dın¬dan, kalp¬le¬rin ye¬ni bir he¬ye¬can ve ümit¬le di¬ril¬me¬si¬ne ve¬si¬le ol¬du¬lar. Çün¬kü ken¬di kalp¬le¬ri di¬ri idi. Sev¬giy¬le, mu¬hab¬bet¬le di¬ril¬miş¬ti.
Yu¬nus’un, “Ya¬ra¬tı¬la¬nı se¬ve¬lim ya¬ra¬tan¬dan ötü¬rü” de¬yi¬şi¬ni bi¬lir¬si¬niz. Bu söz kal¬bi¬mi¬ze, gön¬lü¬mü¬ze nak¬şol¬ma¬sı ge¬re¬ken bir mâ¬na ta¬şır. İn¬san¬la¬rı ve hat¬ta bü¬tün ya¬ra¬tıl¬mış¬la¬rı yü¬ce ya¬ra¬tı¬cı¬nın ha¬tı¬rı¬na sev¬mek, as¬la ka¬ba ve yı¬kı¬cı ol¬ma¬mak, ol¬gun mü¬mi¬nin ha¬li¬dir. Ta¬rih bo¬yun¬ca müs¬lü¬man¬la¬rın sö¬mü¬rü ve is¬ti¬lâ ama¬cıy¬la sa¬vaş¬ma¬ma¬la¬rı¬nın ve in¬san¬la¬rı ha¬ki¬kat¬le bu¬luş¬tur¬ma adı¬na fü¬tu¬ha¬ta gi¬riş¬me¬le¬ri¬nin al¬tın¬da da iş¬te bu sev¬gi ya¬tar.
Sev¬gi, mü¬min için bir ok¬ya¬nus gi¬bi¬dir. Ora¬dan her¬kes na¬si¬bi ka¬dar alır. Hü¬ner, da¬ha çok al¬ma¬ya, her an al¬ma¬ya, böy¬le¬ce sev¬gi ha¬zi¬ne¬si¬ni ço¬ğalt¬ma¬ya gay¬ret et¬mek¬tir. El¬bet¬te bu¬nu ya¬pa¬bil¬mek ira¬de ve azim işi¬dir. Ça¬ba is¬ter. Çün¬kü var¬lık¬la¬ra sev¬gi¬nin te¬me¬li mu¬hab¬be¬tul¬lah, ya¬ni Al¬lah’a olan sev¬gi¬dir. Şüp¬he¬siz, mü¬min¬ler bil¬gi¬le¬ri ve na¬sip¬le¬ri nis¬be¬tin¬de Al¬lah’ı se¬ver¬ler.
İn¬san¬la¬rın her ve¬si¬ley¬le sev¬gi¬den söz et¬ti¬ği, ama hiç¬bir de¬vir¬de gö¬rül¬me¬di¬ği ka¬dar bun¬dan mah¬rum kal¬dı¬ğı bu çağ¬da, biz¬ler sev¬gi ba¬ğı¬nı sü¬rek¬li can¬lı tut¬ma¬yı, kalp¬le¬re sev¬gi to¬hum¬la¬rı saç¬ma¬yı en önem¬li va¬zi¬fe¬le¬rin¬den bi¬ri ola¬rak gör¬mek zo¬run¬da¬yız. O to¬hum¬lar bü¬yü¬yüp ser¬pil¬dik¬çe, bir nur hâ¬le¬si ola¬rak he¬pi¬mi¬zi sa¬ra¬cak¬tır. Sa¬adet as¬rı¬na ve o kut¬lu ça¬ğın son¬ra¬ki de¬vir¬ler¬de¬ki yan¬sı¬ma¬la¬rı¬na bak¬tı¬ğı¬mız¬da, gö¬re¬ce¬ği¬miz şey iş¬te o mu¬hab¬bet hâ¬le¬si¬dir.
Hz. Pey¬gam¬ber’in (s.a.v) ve onun vâ¬ri¬si ev¬li¬ya¬ul¬la¬hın reh¬ber¬li¬ğin¬de yü¬rü¬yen her¬kes, in¬san¬la¬ra şef¬kat ve mu¬hab¬bet¬le yak¬laş¬ma¬yı alış¬kan¬lık ha¬li¬ne ge¬tir¬mek¬le mü¬kel¬lef¬tir. Ön¬ce bü¬tün mü¬min¬le¬re, son¬ra dün¬ya gö¬rü¬şü ve top¬lum¬da¬ki ye¬ri ne olur¬sa ol¬sun bü¬tün in¬san¬la¬ra, kal¬bin¬de¬ki en¬gin şef¬kat ve mer¬ha¬met¬ten bir pay ulaş¬tır¬mak zo¬run¬da¬dır. Bu alış¬kan¬lı¬ğı bir ömür bo¬yu de¬vam et¬tir¬mek önem¬li bir so¬rum¬lu¬luk¬tur.
Kâ¬mil mü¬min mâ¬ne¬vî ter¬bi¬ye¬ye sa¬hip ki¬şi¬dir. Mâ¬ne¬vî ter¬bi¬ye¬nin esa¬sı sert¬lik, ka¬ba¬lık, ür¬kü¬tü¬cü¬lük ola¬bi¬lir mi? Bu ter¬bi¬ye¬ye ta¬lip olan in¬san ne¬za¬ke¬ti, şef¬ka¬ti, mer¬ha¬me¬ti na¬sıl ter¬ke¬de¬bi¬lir? Siz¬ce in¬san¬lar ara¬sı iliş¬ki¬ler¬de mü¬mi¬ne ne¬za¬ket¬ten da¬ha çok ya¬kı¬şan bir hal var mı?
Evet, kor¬ku düş¬man¬lı¬ğı, sev¬gi ise dost¬luk ve kar¬deş¬li¬ği do¬ğu¬rur. Biz¬ler dün¬ya¬ya düş¬man ka¬zan¬mak için de¬ğil, dost ka¬zan¬mak ve kar¬deş¬li¬ği pe¬kiş¬tir¬mek için gel¬dik. Bu ha¬ki¬kat her¬kes ta¬ra¬fın¬dan açık¬ça bi¬lin¬me¬li ve ge¬re¬ği ya¬pıl¬ma¬lı¬dır.
Sev¬gi¬mi¬zi per¬de¬le¬yen, mu¬hab¬be¬ti¬mi¬zi ço¬ğalt¬ma¬mı¬za ve in¬san¬lar¬la pay¬laş¬ma¬mı¬za en¬gel olan ken¬di kor¬ku¬la¬rı¬mı¬za ge¬lin¬ce; şöy¬le de¬miş¬ti üs¬ta¬dım: “Kork¬ma¬yın! Eğer kork¬ma¬nız ge¬re¬ki¬yor¬sa, yal¬nız Al¬lah’tan kor¬kun!”
Baş¬ka sö¬ze ge¬rek var mı


Sayfa başı
 Profile bak  
 

Önceki iletileri göster:  Sıralama  
Yeni konu gönder Konuya cevap yaz  [ 1 ileti ] 

Tüm zamanlar UTC + 3 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyenler: Kayıtlı kullanıcı yok ve 10 misafir


Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumda konulara cevap yazamazsınız
Bu forumda kendi iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumda kendi iletilerinizi silemezsiniz
Bu forumda dosya ekleyemezsiniz

Arama:
Git:  
cron