Türbe Yapımı Süreci |
SADAKA-İ CARİYE VE H.AHMET BABA TÜRBE YAPIMI SÜRECİ Amel defterini Kapatmayan üç ibadet Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu: "İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: 1-Sadaka-i câriye, 2-İstifade edilen faydalı ilim, 3-kendisine dua eden hayırlı evlat." (Ebu Hureyre ra ) Ölüm, Her nefis ölümü tadacaktır. (Ali İmran 135) Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyâmet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir. Dünyada yaşayan her canlı hatta cansız (Yıldızlar Gezegenler) varlıklar ölümü tadacaktır. yaşanan geçici hayatın sona ermesi, varlığı kesin olan ebedî hayata geçişin başlangıcıdır. Ölümle hayat durduğu gibi, yapılan hayırlar da günahlar da sona erer. Ancak ilâhi hikmetin bir sonucu olarak bazı işlerin sevabı, bazı işlerin günahı ölümden sonra da devam eder. Hadisde sevabı ölümden sonra da devam eden üç amelden bahsedilmektedir. Bunlardan biri sadaka-i câriye, yani hayrı devam eden iyiliktir. Herkesin faydalandığı ve varlığı devam ettiği müddetçe sevabı da devam eden hayırlardır. Câmi ve mescidler, mektep ve medreseler, yollar ve köprüler, çeşmeler ve sebiller, hanlar ve hamamlar, her çeşit hayır vakıfları bunun örneğidir. Bunları yapanların, yapımına katkı sağlayanların amel defteri kapanmaz ve sevabı sürekli olur. Sevabı devamlı olan ikinci sâlih amel, kendisinden insanların sürekli faydalandığı ilimdir. İnsanın öğrendiği ilmi, elde ettiği bilgiyi başkalarına öğretmesi en büyük hayırlardan biridir. Bunun çeşitli yolları ve şekilleri vardır. Talebe yetiştirmek, kendi ilmini ve bilgisini onlara öğretmek en önemlisidir. Bunun yanında kitap yazmak ve yayınlamak, günümüzün modern imkânlarından faydalanarak disketlere aktarmak, kasete ve filme almak, onların muhafaza edildiği ilmi araştırma merkezleri kurmak, konferanslar ve seminerler vermek, kısaca ilmini ve bilgisini kendisinden sonraki nesillere bir şekilde aktarmak, kişinin amel defterinin kapanmamasına ve sevabının devamlı olmasına vesile teşkil eder. Tabiî ki bu ilim ve bilgilerin faydalı ve hayırlı olması önemli bir şarttır. Çünkü zararlı bilgiler zararlı insanlardan daha kalıcıdır. Zira insan ölür gider, fakat zararlı fikirler devam eder. Bunun da sahibi için sürekli bir vebal olacağı açıktır. Kişinin ölümünden sonra sevabını devamlı kılacak olan üçüncü amel, arkasında kendisine dua edecek sâlih evlat bırakmaktır. Sâlih evlatla kastedilen Müslüman evlattır. Anne babaya düşen en önemli görev, çocuklarını iyi bir Müslüman olarak yetiştirmektir. Böyle bir evlat, ölümlerinden sonra anne babasına kendisi dua ettiği gibi, başkalarının da dua etmesine vesile olan işler yapar. HADİSTEN ALDIĞIMIZ DERS: 1. Ölüm dünya hayatının sonu, ebedî olan ahiret hayatının da başlangıcıdır. Ölüm, kişinin dünyadaki amellerini ve sevabını da sona erdirir. 2. Bazı ameller vardır ki, öldükten sonra da devam eder. Bunlar sadaka-i câriye, faydalanılan ilim ve anne babasına dua hayır hasenat yapan Müslüman evlattır. 3. Faydalı İlmi ve bilgiyi sadece öğrenmek değil, fakat aynı zamanda başkalarına öğretmek ve kendisinden sonraki nesillere en iyi yollarla aktarmak gerekir. H.Ahmet Baba Türbe Yapım ve Bş.Belediyesi ile Mahkeme Süreci Sanamer'de yapılan Seyyid H. Ahmet Baba Türbesi yaklaşık 42 yıl önce 20m2 üzerine basit yığma betonarme olup ve depreme dayanıksız bir binaydı. H.Mevlüt babanın sağlığında üç ayrı girişime rağmen Türbenin Kuzey istikametinde olan binanın yer vermemesi ısrarı üzerine yapılamamıştı. 2010 yılında İstanbul'a ziyaretim sırasında ihsan Başak kardeşimizle yapılan görüşmede ziyarete gelen insanların kalacak bir yeri olmadığını ve Türbenin de eski bir bina olduğunu konuştuk. Bende bizim aslında Türbe için bir projemizin olduğunu bahsettim Kendisinin bir miktar katkı yapacağını sözylemesi üzerine adım atmaya karar verdik. Erzurum'a döndükten sonra 2011 yılında "Seyyid H.Ahmet Baba ile Seyyid H.Mevlüt Baba" derneğini kurdum. Dernek de görev alabilecek bütün aile üyelerini davet ettim. işlerinin yoğunluğu ve sağlık gerekçeleri ile katılamayacaklarını ifade ettiler. Ardından 2011 yılında Mimar Mehmet Ayverdi kardeşimize bu günkü projeyi hazırlattık. İhsan beyin 15 bin lira desteğiyle birlikte 2012 yılında inşaata başladık. Bu devasa ve güzel projeyi 2014 yılı haziran ayında tamamladık. Kıskançlıklar ve Çekememezlikler Başladı:Türbeye maddi ve manevi hiç bir katkıları olmayan bazı aile bireyleri başladılar kötülemeye.Türbeyi Anıtkabire benzetenler mi dersiniz yok neden büyük yapılmış yok giriş kapsı neden doğuya yapılmış (Oysaki Tasavvuf-i edepden türbe girişleri baş tarafdan değil ayak tarafından yani doğudan yapılır. Bundan bile bihaberler!) Bununla da kalmadı. |