www.errufai.com
https://errufai.com/forum/

HZ . HIZIR ALEYHİMESSELAM
https://errufai.com/forum/viewtopic.php?f=15&t=271
1 sayfadan 1. sayfa

Yazar:  GÜL [ 02 Oca 2012 00:41 ]
İleti başlığı:  HZ . HIZIR ALEYHİMESSELAM

Hızır aleyhisselâmla ilgili ilave bazı bilgiler

HZ . HIZIR ALEYHİMESSELAM

Kehf suresinde geçen ilm-i ledün dersini aldıktan sonra Musa aleyhisselam Hızır aleyhisselama,

- “Bu ilmi sana Rabbim hangi amelin karşılığında verdi? Onu bana öğret de, ben de onunla amel ederek bu ilmi elde edeyim” dedi. Hızır (a.s.) da,

- “Allah için, mâsiyete sabr etmem sayesinde” diye cevap verdi. (Şuabü’l-İman)

***

2. ABULKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ VE HIZIR ALEYHİSSELAM
Bu mübarek zat maddi ilimlere ait tahsilini Bağdat’ta bitirmiş ve Hızır (a.s.) ile manevi tahsile başlamıştı. Ve henüz 25 yaşında bir genç idi. Bir cuma günü namazdan önce Bağdat’ın en büyük camiinde murakabe halinde idi. Halk da sanki birileri tarafından o camiye sevkedilmekte idi. (Belki de manevi hocası Hızır aleyhisselâm onları o camiye yönlendiriyordu). Öyle ki cami hınca hınç dolmuş, Abdulkadir Geylani hazretleri murakabeye devam ediyordu.

İsterseniz devamını kendisinden dinliyelim:

“Hutbe’nin arkasında murakabe halinde idim. Ceddim Rasûlüllah teşrif ettiler ve buyurdular ki:

- “Ey Abdulkadir! İlmini ikmâl eyledin ve insanları irşadın ne kadar büyük bir vazife olduğunu öğrendin. Peki neden bu köşede böyle boş ve sessiz oturuyorsun? Kalk kürsüye çık ve halkı doğru yola sevk et! Ve onları Allah’ın yoluna davet et!”

Rasûlüllah (s.a.v.) böyle buyurduğu halde ben, bir türlü kürsüye çıkmaya va halkı irşad etmeye kendimde cesaret bulamıyordum. Dedim ki:

- “Ya Rasûlellah! Daha çok gencim, acaba bu insanlar beni dinlerler mi?”

Rasûlüllah Efendimiz (s.av.),

- “Sen davet ile memursun. Hidayeti ise Allah halk eder, tesirini o verir” buyurdu. Bunun üzerine ben yavaş yavaş kürsüye çıktım, fakat hayret! Söyliyecek tek kelime bulamadım. Ve artık inmeyi düşünyordum ki, Rasûlüllah (s.a.v.) tekrar teşrif etti, yanından Cihar-i Yari Güzün Efendilerimiz (r.anhüm) vardı. Ve bana,

- “Ya Abdelkadir! Va’z et! Söyle, anlat!” buyurdu. Ben de,

- “Ya Rasûlellah! Bir şey bilmiyorum ki” dedim, o zaman Rasûlüllah Efendimiz,

- “Ağzını aç!” buyurdu. Ve beş defa ağzıma “Huuu” diye üfledi. Sonra sırasıyla Hz. Ebu Bekir dört defa, Hz. Ömer üç defa, Hz. Osman iki defa ve Hz. Ali de bir defa üfleyip, gittiler.

Ben de va’z etmeye başladım… Ama ne dediğimi, ne anlattığımı ben de bilmiyordum. Bildiğim bir şey varsa, beni dinleyen cemaattan birçok insan heyecandan bayılıyor, bazıları ise anlattıklarıma dayanamıyor, ölüyorlardı. (Abdulkadir Geylani’nin Hayatı)

Demek ki, gerçek va’z ve irşad; ancak, başta Rasûlüllah Efendimiz olmak üzere O’un varisleri bulunan pîran’dan izinli olursa müessir oluyor. Yoksa boş!

***

3. HIZIR (A.S.) KİMLERLE BULUŞUR?

Ali Darîri hazretleri, Hızır aleyhisselâmın dünyada bir kimseyi dost edinip, onun ziyaretine gelmesi için dört şart vardır, buyuruyor:

1. O kimse, her halükârda Rasûlüllah’ın sünnetine uyan biri olacak.
2. Kalbinde dünyaya karşı bir his ve ihtiras asla olmıyacak.

3. Bütün Müslümanlar için temiz bir duyguya ve kalbe sahip olacak.

4. Hile, haset, kin gibi duygular içinde asla olmıyacak.

Devamla buyurdular ki: Bu şartlar kendinde olmıyan insan, ibadetle melekleşse bile, yine Hızır (a.s.) ona uğramaz ve onunla arkadaşlık te’sis etmez. (8)

***

1 sayfadan 1. sayfa Tüm zamanlar UTC + 3 saat
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group
http://www.phpbb.com/